DOĞANIN TİTREŞİMLERİ VE AĞAÇLAR 2.Bölüm

Doğada yürüyüşe çıktığımda ormanın derinliklerine dalarım, yüzyıllık ağaçların yanına geldiğimde onlara saygımı iletir ve köklerine oturup onlarla dertleşirim sonra ulu ağaçtan izin isteyip ormanın daha da içlerine doğru ilerlerim. Bu öğretiyi yerli topluluklardan öğrendim. Yerli topluluklar ormandaki yaşlı ağaçların ormanı koruyan ve asırlık bilgileri ileten kapılar olduğunu söyler ve özellikle yüzyıllık ormanlara öyle paldır küldür, izinsiz, selamsız girilmez. Bu ulu ağaçlara alnınızı dayayıp, onu kucaklarsanız ormandaki yolculuğunuzda ağaçların şarkısını işitebilirsiniz.

Palanque Arkeoloji Mayan / Mexico 2017

 

Ağaçlar, şarkılarla doludur. Rüzgar yaprakları farklı tonlar ile hışırdatır iken çam ağaçlarının iğnelerini tıkırdatır. Böceklerin, karıncaların ağaçların gövdelerinde akıp giden tıpırtılarını dahi işitirsiniz. Ormana bir halı gibi yayılmış düşen ağaç dallarını iki elinize alıp vurduğunuzda farklı notalar ile süslenmiş ormanın ritmini yaratırsınız. Kuşlar, ormanın en muhteşem şarkıcılarıdır, ormanın akıp giden akustiğinde birbirleriyle şarkılar söylerler. Eğer sessizce oturup kuşların sesini taklit eden ıslıklar çalarsanız , yakınlarınızdaki dallara gizlice konup sizinle düet yapan kuşları fark edersiniz.

Ağaçların kalp atışları olduğunu biliyor muydunuz?

Son yıllarda ağaçlar üzerine yapılan araştırmalar ve gelişen ses teknolojisi sayesinde ağaçların titreşimleri ve gizemleri hakkında bilgiler de açığa çıkıyor. Ağaçlar da tıpkı bizim gibi canlılar ve yeraltından birbirleriyle iletişim kurabiliyorlar. Ve bilim insanları, ağaçların bir tür kalp atışı olduğunu keşfettiler, daha önce hiç fark etmedikleri kadar yavaş.

Vücudumuzun ve nabzımızın aksine bir ağacın nabzı çok daha yavaştır ve yaklaşık iki saatte bir atar ve kan basıncını düzenlemek yerine aslında ağaçtan akan su basıncını düzenler.

Atitlan Lake, San Pedro / Guetamala 2017

Danimarka’daki Aarhus Üniversitesi’nden András Zlinszky , New Scientist ‘de “Çoğu ağacın, tüm bitki boyunca senkronize olan ve su basıncında periyodik değişiklikler anlamına gelen düzenli periyodik şekil değişiklikleri olduğunu keşfettik” açıklamasını yaptı.

2017 yılında Zlinsky ve meslektaşı Anders Barfod yapılan bir araştırmada 22 farklı ağaç türünü izlemek için karasal lazer tarama kullanıldı. Ağaçlardaki hareketlerde etken olan güneş ve rüzgarı dışlamak için tüm ölçümler geceleri seralarda yapılmıştır. Ağaçların birçoğunda dalların her iki saatte bir yaklaşık bir santimetre yukarı ve aşağı hareket ettiği gözlendi. Gece çalışmasını bitirdikten sonra araştırmacılar, hareketin neyi temsil ettiğine inandıkları hakkında bir teori buldular. Hareketin, ağaçların suyu köklerinden pompalayıp dallarına dağıttığının bir işareti olduğuna inanıyorlar. Tıpkı kalbimizin vücudumuza kan pompalaması gibi.

Ses dalgalarını ultrason aracılığıyla ölçen diğer bir araştırmada başparmak büyüklüğünde bir sensör, bir çam dalının ince kabuğuna yerleştirildi. Bir bilgisayar ekranındaki çizgiler, sensöre çarpan yüksek perdeli kliklerin ve fışkırmaların sayısını ve dalın dar delikli kaplarının içindeki su sütunlarının seslerini gösterdi. Ağaç için bunlar, yaklaşan açlık sesleri. Kuraklık sırasında olduğu gibi çok fazla su sütunu kırılırsa, dalın iğneleri sudan tasarruf etmek için nefes alma gözeneklerini kapatmalıdır.
Gözeneklerden geçen hava olmaması fotosentez olmadığı anlamına gelir.

Toroslar / Türkiye 2020

Sesler günlük bir ritmi takip eder: Sabahları ağacın sönmüş kökleri bol miktarda nem sağlar ve daldan çok az ses çıkar. Öğleden sonra toprak tükenir. Bitkinin damarlarının içindeki ipek inceliğindeki su telleri bir çırpıda kırılır. Gün batımından sonra ağaç kökleri ve toprak mantarları yer çekimine meydan okumak ve toprağın daha derin katmanlarından su çekmek için diplere yönelir. Mantar ipliklerine bağlanan köklerin bağcıkları, toprağın derinliklerine dilimlenmiş ve gevşek bir şekilde dokunmuş muazzam bir kurutma kağıdı gibi davranır. Su, fizik yasalarının belirlediği gibi, ıslaktan kurumaya doğru bu ağ örgüsünden akar ve su gece boyunca yukarı doğru hareket eder. Akşamın tozla kurumuş toprak yüzeyi böylece sabaha kadar nemlenir ve dalın akustik sıkıntısı hafifletilir.

Doğada yaşayan yerli toplulukların öğretileri artık zamanımızda bilim insanlarının kanıtlarıyla güçleniyor. Ağaçlar da canlılar, tıpkı bizim gibi toplulukları var birbirleriyle konuşuyorlar. İşte bu yüzden biliniz ki destursuzca ormana girip ağaçları kesmek, ateş çıkarmak katliamdır, dünya döner döner yaptığın cinayetler seni bulur elbet. Tabii ki size değil lafım, katiller çok iyi bilir kendilerini.

Yerli Amerika Yerlileri ağaçlara “Daimi İnsanlar” diyor.

Kazdağları / Türkiye 2020

Ağaçlar topraklanıyor ve genişliyor, varoluşu oluşturan enerji dalgalarının yayılmasını sağlıyor. Yaşamı pek çok yönden besliyor, yaydıkları pozitif titreşimler hem biz insanoğlunun hem de diğer canlıların frekanslarını olumlu yönde etkiliyor. Ağaçlardan yüksek duyusal algı potansiyelini kazanabiliriz. Eğer uzun süre bir ormanın içinde yaşarsanız fark edeceksiniz ki sezgileriniz güçlenir ve işitme duyunuz artar.

Bir ağacın farklı yönlerini gözlemlemek kişinin doğadaki bütünlüğü anlamasını sağlar. Kökler toprağın derinliklerinde büyür, sağlam gövde tüm fırtınaları bastırır, dallar gökyüzüne doğru yükselir. Bir ağacın güç ve ilham alınabilecek birçok fiziksel yönü vardır ; örneğin tohumlar, kökler, gövde, odun, ağaç kabuğu, dallar, yapraklar gibi. Ağaçlarla ilgili öğretiler çeşitlidir ; Meşe ağacı güç verir, Sedir ağacı cesaret. Selvi ağacı, rahatlık verir iken söğüt ağacı depresyonun üstesinden gelir.

Bir kitabın sayfalarını çevirirken biliniz ki aynı zamanda o ağacın geçmiş yaşamına parmaklarınız ile dokunuyorsunuz. Ve bir daha ormana girdiğinizde sessiz olunuz ki ağaçların kalp atışlarından yayılan müziği işitebilesiniz.

Öz ‘ Lem . Kazdağları 2021

Arcata Forest / California 2017