AMAZONLAR 1. BÖLÜM / İcaros Şarkıları Fısıldayan Madre AYAHUASCA

                 İCAROS ŞARKILARI

Peru’ ya yeni ayak basmış iken bir turist merakı ile dolandığım esrarengiz antik şehirlerin ardından kulağıma ulaşan yeni bilgiler sonrası şifalı bitkiler dünyasının kapıları da aralanmaya başlamıştı. Urubamba’ da yanında kaldığım arkadaşım Marisa, Amazonlar’ da yaşadığı ve hayatının yönünü değiştiren Ayahuasca deneyimini anlatıktan sonra bu kutsal içecek ile ilgili merakım artmıştı. Marisa bana sordu; ” İkaros şarkılarını hiç duydun mu? ” . ” Hayır, duymadım ? “. Youtube açtı ve Amazonlarda yanlarında 2 ay kaldığı şaman yaşlı kadın ve adamın söylediği şarkıları dinletti.

Bu şarkılar melodilerden çok incecik tınılara, fısıltılara sahipti ve sanki başka bir dünyadan titreşimler barındırıyordu. İcaros şarkıları, Ayahuasca’ nın şamanlara öğrettiği şarkılardı ve bitkiler dünyasının şifalı fısıltılarıydı. Ayahuasca, müzik yolu ile içen insanların bedenlerinde geziniyor, vibrasyonların hareketlerine göre görseller oluşturuyor ve melodilerle ruha şifa veriyordu. Ayahuasca şamanları, uzun yıllarını sadece bu kutsal içecek ile geçirdikten sonra şarkıları duymaya başlıyorlardı. Bu yüzden her şamanın İcaros şarkıları farklıydı hatta bazı şamanlar şarkı söylemiyor, davul veya flüt çalarak Ayahuasca’ nın melodilerini şifa amaçlı kullanıyordu. Fakat bir şaman şarkı söylüyor ise bu gerçekten çok kutsal bir kanaldan geliyordu ve bu şamanlara çok saygı duyuluyordu.

Ayahuasca Anne, bedenden kısa süreliğine ayrılan ruha yolculuğunu müzik eşliğinde yaptırıyor ve şifasını yine müzik yoluyla veriyordu. Bitkilerden şifa şarkılarını öğrenmek üç boyutlu dünyaya ait olmayan bir mucize gibiydi fakat gerçekti ve Amazon yerlileri bu sırrı yüzyıllardır biliyorlardı. İcaros şarkılarının peşine düşüp , mucizevi bitkiler dünyasına adım atmaya karar verdiğimde arkadaşım dedi ki; ” Bir daha asla eskisi gibi olamayacaksın “. Uzun zamandır benim yolculuğumda yalancı benliklerimden sıyrılıp, özde kim olduğumu sorgulamakla geçtiğinden kendimden tamamen vazgeçmeye zaten hazırdım.

” Eğer Hiç isem, boşluğun içinde titreşen ve vibrasyonlardan var olan sonsuz bir varlık isem, bitkilerin gizemli şarkıları İcaros’ ları duyacak olan kim? “. Yok olmaya hazırdım.

                     MADRE AYAHUASCA

Şamanların ve Amazon yerli topluluklarının kutsal içeceği Ayahuasca, ruhsal sorunların kaynağını yok etmek, fiziksel ve zihinsel hem de duygusal yönden şifa bulmak, vahiy, nimet ve en önemlisi ruhlar alemiyle bağlantı kurmak için yüzyıllardır kullanılıyor. Ayahuasca, Amazon’un Peru, Ekvador, Kolombiya, Bolivya, Brezilya’nın batısında ve Rio Orinoco havzasının bir bölümünde bulunan Banisteriopsis caapi ve chacruna (ya da bölgeye bağlı olarak chagropanga) adı verilen iki mucizevi bitkinin pişirilmesi ile elde ediliyor.

Banisteriopsis caapi, eril enerjiye ve etkiye sahip gücü ile büyük bir orman sarmaşığı.

Chacruna ise dişil özellikleri taşıyan zarif yapısı ve yeşil yapraklarıyla   kutsal ölüm iksirinin anne gibi kucaklayan ve öğreten bilgeliğini taşıyor.

Bu iki bitkinin evliliğinden oluşan ve bölgelere göre Ayahuasca, yagé, huasca, rambi, shuri gibi farklı isimlere sahip şifa içeceği yine bölgelere ve kabilelerin pişirme yöntemlerine göre farklılıklar taşıdığı için ruhsal ve fiziksel etkileri de değişiyor. Yerli Amerikalılar tarafından bu iki bitkiyi birleştirmenin tam olarak ne zaman keşfedildiğinin bilinmemesine rağmen, birçok kabile ve şamanın bu olayı açıklayan efsanevi hikayeleri var.

Dişil bitki Chacruna ‘ nın ana maddesi tüm insanlarda bulunan bir nörotransmitterdir ve her türlü olağanüstü farkındalık durumunda önemli bir rol oynar. Bu nörotransmitere kısaca dimetiltritamin veya DMT denir. DMT; beyin, kan ,akciğerler ve insan vücudunun diğer kısımlarında bulunur. İnsan DMT’nin ana fabrikası olarak beynin merkezinde bulunan epifiz bezi (ezoterik geleneklerdeki “üçüncü göz”) ile ilgili güçlü kanıtlar vardır. İnsanlardan ayrı olarak, DMT her memelide ve çeşitli bitkilerde bulunabilir.

DMT, beyin dolaylarındaki pineal bez tarafından uyku sırasında salgılanan bir çeşit halüsinojendir. Salgılanması rüyaların görüldüğü evreye denk gelir. Halk arasında “üçüncü göz” diye tabir edilen yerin denk geldiği yer aslında DMT’nin salgılandığı pineal bezin tam üstüdür. Bir insanda en çok doğum ve ölüm anında salgılanır ve insan bilinci üzerinde çok etkilidir. Öyle ki, ruhun vücuda girip çıkmasını sağlayan hormon olarak adlandırılır.

Sarmaşık yapısı ile eril enerjiyi barındıran Banisteriopsis caapi ise MAO (monoamin oksidaz) inhibitörü , sedatif, hipnotik, entheogenik, anti-depresan ve aktivite gösteren beta-karbolinleri içerir . MAO inhibitörleri olmasaydı DMT sindirildi ve vücut tarafından emilmezdi. Chacruna ve Caapi’ nin pişirilmesinin ardından demlenmesinin sebebi bu etken maddeleri ortaya çıkarıp, birleşmelerini sağlamak. Ayrıca, çay, karmaşık ve farklı bir yerli farmakopedi teşkil eder; diğer birçok bitki, belirli tıbbi ya da manevi niyetlere bağlı olarak eklenir.

Özellikle Batı’da ayahuasca; depresyon, bağımlılık ve post travmatik stres bozukluğu gibi psikolojik rahatsızlıkların tedavisinde giderek daha çok kullanılıyor ve psikologlar, psikiyatristler ve bilim insanları tarafından inceleniyor, kullanılıyor , tavsiye ediliyor. Bazı yerli topluluklar kanseri tedavi ettiklerini söyleselerde bu konuda geçerli bilimsel kanıtlar olmadığından temkinli davranmakta fayda var.

Çünkü Amazonlarda kurulmuş Ayahuasca kliniklerine ya da kontrol altında yapılan seramonilere katıldığınızda, sağlık soruları bulunan kağıtları imzalamadan önce soruların arasında ciddi bir tedavi görüp görmediğiniz soruluyor. Eğer ağır depresyon tedavisi görmüşseniz hala ilaç kullanıp kullanmadığınız, bir ameliyat geçirdiyseniz bununla ilgili bilgi vermeniz gerekiyor.

Ayahuasca’yı tüketen insanlar, dünyadaki amaçlarına, evrenin gerçek doğasına ve mümkün olabilecek en iyi insanın nasıl olacağına dair derin bir anlayışa sahip olduklarını bildirmiştir. Bu, çoğu kişi tarafından manevi bir uyanış ve çoğu kez yeniden doğuş olarak tanımlanan şey olarak görülmektedir. Buna ek olarak, bireylerin daha yüksek manevi boyutlara ulaştıklarını ve rehber ya da şifacı olarak hareket edebilecek çeşitli ruhsal ya da ekstra boyutlu varlıklar ile temas kurduklarını düşünmektedirler. Yerlilerin ” kutsal ölüm iksiri ” Anne Ayahuasca’ yı deneyimledikten sonra asla eskisi gibi olamazsınız çünkü egoyu öldüren, yalancı benliklerinizi temizleyen, sizi gerçeğe ulaştırmadan önce korkularınızla, travmalarınızla yüzleştiren mucizevi bir karışımdır.

Aslında Ayahuasca’ nın tadı hiç güzel değildir, asmadan yapıldığı için tadı ağaç kabuğuna benzer , pişirilme yöntemlerine bağlı olarak tadı değişebiliyor. Fakat küçük kaplarda, hızlı bir şekilde içildiği için tadı çok rahatsız edici olmayabiliyor. Ayahuasca’ nın içilmesinden yaklaşık yarım saat sonra etkileri başlıyor ve ilk etkilerinden biri kusma isteği. Kusmak, şamanların deyimiyle bir arınma yöntemi . Bu arınma, pek çok şamanın ve Ayahuasca’nın tecrübeli kullanıcılarının, yaşamı boyunca oluşan olumsuz enerji ve duyguların salınımını temsil ettiği için, deneyimin önemli bir parçası olarak kabul ediliyor. Diğer etkileri bulantı, ishal ve sıcak / soğuk basması şeklinde olabiliyor.

Ama ayahuasca kullanımında vücudunuzdan atılan sadece içinizdeki sıvı değildir. Farkına bile varmadığımız ama aslında hep yanımızda taşıdığımız bilinçaltındaki yüklerden arınmak gibidir. Bu deneyim bizi ego zihnin, düşüncenin ve oluşun belirli kalıplarına hapseden esaretin sımsıkı zincirlerinden arınmanın yoludur. Ayahuasca ile bilincin karanlığına yolculuk yapmak, acılarımızla, sorunlarımızla, travmalarımızla yüzleşmek hatta hiç çözümlemeye cesaret edemediğimiz yönlerimizle karşılaşmak pek de kolay ve eğlenceli bir deneyim olmayabilir. Ayahuasca Anne, her zaman ihtiyacınız olan deneyimi siz verecek, zorlu bir deneyim yaşatacak fakat sonunda sizi kucaklayarak farkına varmasanız bile size gereken şifayı verecektir.

Son 10 yıl içinde artan şaman turizmi Ayahuasca’ nın kontrolsüz bir şekilde kullanımına yol açmış. Özellikle Peru’ da birkaç günlüğüne düzenlenen Ayahuasca turları, yerlilerin dediklerine göre Anne Ayahuasca’ nın ruhuna zarar veriyor. Bu kadar popüler olmasının sebebi DMT içeriyor olması fakat şamanlar uyarıyor ki bu kutsal içecek eğlence amaçlı kullanılacak bir uyuşturucu değildir, ciddi bir ilaçtır ve yanlış kullanımlarda ölümlere dahi yol açabilir. Bedeninizden çıktığınız durumlarda dengenizi kontrol edemeyerek düşebilir veya yaralanabilirsiniz. Ayrıca bilinçaltınızda travmatik bir bölgeye girdiğinizde yaşayabileceğiniz krizler şaman tarafından kontrol edilmezse bu durum daha ciddi psikolojik hastalıklara yol açabilir.

Şunu bilmelisiniz ki Ayahuasca’ yı bir veya iki kez içerek renkler, şekiller görmeniz Madre’ nin şifasını aldığınız anlamına gelmeyebilir. Ayahuasca deneyimlerini görselleştiren ressamlar Ayahuasca ile uzun zaman geçirmiş ve bağlantı kurmuş kişilerdir. Ayahuasca, kafayı bulup kendinden geçmek değil, gördüğünüz bütün görsellerin, renklerin şekillerin ötesine geçip kendinizle ve korkularınızla yüzleşme iksiridir. Her bireyin bilinçaltı ve yaşam tecrübeleri farklı olduğundan ilk deneyimler farklı olabilir.

Görseller ve renkler boyutu ilk kullanımlarda genellikle çok uzun sürmez , görüntülerin ardından kusma veya ishal başlar ya da çok üşüyebilir veya terleyebilirsiniz, bu yüzden seramonilerde battaniye verilir. Arınma süreci bittiğinde ise Ayahuasca’ nın şifa hali başlar, bazı kişiler derin uykuya dalabilir, ağlayabilir, bağırabilir veya sessizliğin içinde durur ki şamanların tavsiye ettiği hal budur. Karanlık ve sessizlik üçüncü gözü ya da epifiz bezini daha çok aktivite eder ve Ayahuasca’ nın şifasını ve biliçaltı temizliğini farkındalık halinde yaşayabilirsiniz.

Ayahuasca’ nın bir kür olarak kullanılması çok daha etkilidir hatta bazı kişilerde dört veya beş seramoni sonrası bir etkileşim sağladığı gözlemlenmiştir. Yüzlerce veya binlerce dolar karşılığı yapılan haftalık turlara katılmak yerine Amazonlar bölgesinde kurulmuş yerli kominitilerin bölgelerinde veya Ayahuasca kliniklerinde en az bir ay kalarak kutsal iksiri denemenizi tavsiye edebilirim. Beyaz insanların kapitalist kafaları sonucu büyük şehirlere ulaşmış Ayahuasca’ ya yüzlerce dolar verip, şaman takliti yapan kişilerden içmek yerine Amazonlara doğru yola çıkın çünkü Ayahuasca’ nın ruhu Amazonlar’ dadır. İkaros şarkılarını sadece Amazon ormanlarında , Madre Ayahuasca’ nın fısıltılarını palmiyelerle örtülü bitkilerin arasından işitebilirsiniz.

Ayahuasca’ yı deneyimlemeden en az iki hafta önce diyet uygulamanız gerekiyor hatta içtikten sonra da bu diyete devam ederseniz etkisini daha iyi hissedebilirsiniz. Kırmızı et, şeker, tuz, yağlı yiyecekler, alkol gibi maddeleri tüketmemeli hatta vejeteryan bir beslenme uygulamalısınz, partnerinizle cinsel ilişkiyi de bu süre içinde kesmelisiniz bunun sebebi enerji alanınızı diğer kişinin enerji alanından ayırmak ve temizlemek. Bedensel ve ruhsal bir diyet uyguladığınızda Ayahuasca seramonilerini daha kolay bir şekilde yaşabilirsiniz, kusma ve ishal gibi durumlar sizi çok rahatsız etmeyebilir ve görsel, işitsel algının açıldığı ruh boyutuna daha kolay geçiş yapabilir ve o boyutta daha uzun kalabilirsiniz. Bu bilgiler yaşadığım deneyimler sırasında şamanlardan öğrendiğim ve uyguladığım yöntemlerdir.

Ayahuasca’nın kökeni kozmolojik olarak evren, yeryüzü ve aşiret insanları ile derinleşerek anlatan efsanelerin bolluğu, insan kullanımının uzun bir geçmişi olduğunu ima etmektedir. Amazon yerlileri, hayalperest asmanın ilkelliği insanlığa ulaştıran bir araç olduğuna inanıyorlar. Ayahuasca, Yeni Dünyanın en saygıdeğer ve saygı gören kutsal tıbbıdır.

 AYAHUASCA’ ya DOĞRU YOLCULUK / PUCALLPA

Pucallpa, Quechua dilinde kırmızı toprak demek. Amazon yağmur ormanlarının ova alanında, Peru’nun doğu bölgesinde, Ucayali Nehri’nin sol kıyısında yer alıyor ve Amazonların önemli rotalarından biri. Ulaşmaya çalıştığım kominiti nehrin iç bölgelerinde yer aldığından Pucallpa şehrine ulaştıktan sonra kırık dökük arabalarla ulaşım sağlanan köye doğru yola çıktım çünkü teknelerle ulaşım çok kolay değildi ve turist olduğum için teknelere onlarca dolar ödemem ya da teknenin dolmasını saatlerce beklemem gerekiyordu.

Ucayali bölgesindeki köye ulaştığımda yerel halk Shipibo’ ların yüzlerini fark etmeye başladım. Shipibo halkı, Peru Amazon’daki en büyük etnik gruplardan biri. Bu etnik grupların her birinin kendi dilleri, gelenekleri ve kültürleri var. Halihazırda yaklaşık 20.000 kişilik Shipibo halkı, Pucallpa ve Ucayali Nehri bölgesine yayılmış. Amazon’da Ayahuasca ustaları olarak kabul edilirler ve bölgedeki birçok şaman ve Ayahuququeros dillerini, şarkılarını ve bitki tıbbı bilgilerini öğrenmek için Shipibolar ile çalışmaya gelirler.

Ucayali bölgesi Amazonların doğu bölgesinde yer aldığından balta girmemiş tropikal ormanlar yer almıyordu. Kalacağım yere ulaştığımda benden bir hafta kadar önce oraya varmış arkadaşlarla tanıştım, üç fransız ve bir de italyan vardı. Yerli aile derme çatma bir evde yaşıyorlardı, iki küçük erkek çocukları vardı.

Ayahuasca’ yı pişiren ve seramoniyi yapacak olan Leonardo ile tanıştım, 85 yaşında olmasına rağmen oldukça dinç gözüküyordu fakat ilk görünüş olarak biraz hayal kırıklığına uğradım diyebilirim. Belki de kafası ve kıyafetleri tüylerle kaplı bir şaman bekliyordum ki karşımda duran adam kafasında kasketi ve üzerindeki amerikan armalı tişörtü ile sıradan bir insandı.

Kalacağım alan tahtaların üzerine yerleştirilmiş yer yataklarından oluşuyordu, hava sıcak olduğu için evin geniş bahçesine kurulmuştu.

Leonardo’ ya genç kızı Luciana yardım ediyordu ve seramonilere o da katılıyordu.

Ertesi gün seramonide midemin daha rahat etmesi için bir tohum yiyeceğimi söylediler. Aslında tohumları yemedim yuttum ve üzerine litrelerce su içtim, ardından kusmaya başladım. Gerçi kustuğum sadece suydu, Luciana üzerindeki köpükleri gösterip onların beyaz insanların midelerinde görünen prazitler olduğunu ve batı kültüründen gelmiş insanlarda yediklerimizden dolayı bunların oluştuğunu söyledi. Neyse bu sıkıcı bölümü atlatmıştım.

Pucallpa’ ya varmadan diyete başlamıştım, en rahat olduğum konu zaten üç senedir vejeteryan besleniyordum, alkol kullanmıyordum, şeker ve tuzu da hemen kestim. İlk seramoni için hazırdım.

    AYAHUASCA MADRE İLE İLK SERAMONİ

Ayahuasca içeceğimiz gün sadece meyvelerden oluşan bir kahvaltı yaptıktan sonra akşama kadar hiçbirşey yemedim. Seramoniden önce çiçeklerin konulduğu su ile sadece bir plastik parçası ile örtülü duş yerinde soğuk su ile yıkandım. Seramonide beş kişiydik ve güneşin batmasının ardından saat on civarında çemberi oluşturduk. İçime pek sinmeyen şeyler vardı, mesela seramoni yataklarımız olduğu tahta alanda yapılıyordu ki bu bana hiç iç açıcı bir durum olarak gözükmedi, aileye karşıda pek güvenim yoktu, özellikle Luciana çıkarcı bir tutum sergiliyordu. Yine de paranoya yapmıyım dedim geldim bir kez buralara kadar devam ediyim ne olacaksa olsun.

Yaşlı Leonardo geldi, seramoni öncesi tuhaf bir tadı olan purolardan içtik. Mumlar yakıldı ve Ayahuasca’ nın olduğu şişe açıldı. Leonardo bize teker teker küçük kaplardaki kutsal iksiri sundu. Bir dikişte içtim, tadı gerçekten pek de hoş değildi. Hepimiz içtikten sonra hafif hafif şarkıları kızı ile birlikte söylemeye başladılar. Aradan yarım saat bile geçmemişti ki yanımda oturan ingiliz Rachel garip çığlıklar atmaya başladı, tuhaf tuhaf hareketler yapıyordu. Dayanamadım hemen yanından kalktım, ortamdan uzaklaştım, biraz yeşilliklerin arasında dolaştım, çembere uzaktan baktım.

Hiçbir şey hissetmiyordum sinir bozukluğundan başka ortamdan kaçasım vardı ve gece olmasa giderdim de. Aradan saatler geçti ben de hala hiçbir etki olmamıştı, biraz daha içtim , bekledim yine birşey olmadı. Gidip uyumaya karar verdim fakat seramoni yatakların olduğu yerde yapıldığı için seslerden uyuyamıyordum, sinir harbi içinde seramoninin bitmesini bekledim. Ayahuasca, sabırsızlığımı ve seslere karşı tahammülsüzlüğümü abartılı olarak bana yaşatmıştı, bunu Madre’ yi tanıdıkça anladım ki en zayıf olduğum noktaları abartılı olarak yansıtıyordu. Çemberde kalamamış, yalnız olmayı seçmiştim ki bu da uzun zamandır insan toplulukları ile uyum sağlayamadığım başka bir yansımaydı, bunu da sonra anlayacaktım.

Sabah olduğunda arkadaşlarımla konuştum, onlarda birkaç seramoniden sonra Ayahuasca’ nın etkisini gördüklerini söylediler. Aslında aileye karşı güvenim iyice azalmıştı ama bir seramoni daha yapmak için kalmaya karar verdim.

Devam edecek…….

Kaynaklar ve makale çevirileri :

ayahuasca.com

The Ayahuasca Effect / Kirby Suprise Psy.Dr