Görsel MÜZİK ve SHİPİBO Desenleri / AMAZONLAR 2. Bölüm

Ayahuasca ile ilk deneyimim zihnimdeki beklentileri karşılamasa da diyete devam ederken yeni seramoninin yapılacağı günü bekliyordum.

 

Pucallpa’ daki köy çok küçüktü ve geniş bir alana yayılmış çatısı samanlarla kaplı, geniş avluları olan Amazon evlerinden oluşuyordu.

Köyün meydanında Shipibo sanatının uygulandığı ve seramik atolyesinin bulunduğu bir bina da tamamen Shipibo desenleri ile kaplıydı.

Bu desenlerin İkaros şarkılarının şifreleri olduğunu öğrendiğimde müthiş bir heyecan duydum…Evrenin vibrasyonlar, geometri ve matematik ile yaratımının insan elinden çıkma canlı örnekleriydiler.

Köyde yürüyüşe çıktığım zamanlarda , evlerinden çıkıp beni selamlayan her kadın kısa konuşmalarımızın ardından yaptıkları el işlerini gösteriyordu. Evlerinde kaldığım Luciana’ da sabah akşam bu işlemeleri dokuyor, bileklikler ve küpelere bu geometrik desenleri uyguluyordu. Pucallpa’ daki kadınların geçim kaynağı geleneksel Shipibo sanatını uyguladıkları bu zanaattı ve turistler tarafından büyük ilgi görüyordu.

Kadınlardan edinebildiğim tek bilgi bu desenlerin Ayahuasca’ nın seramoniler sırasında görselleştirdiği desenler olduğuydu. Daha geniş bilgiye batılıların Shipibo sanatı üzerine yaptığı araştırmaları okurken ulaştım ve çevirdiğim bazı makaleleri sizinle paylaşmak istiyorum.

     SHİPİBO YERLİLERİNİN BÜYÜLÜ SANATI

Shipibo yerlilerinin sanatında gösterilen karmaşık geometrik şekillerin ardındaki karmaşık geometrik kalıplar, Batı dilsel mirasına ve rasyonel zihnine meydan okuyabilen yaygın bir sihirli gerçeklik kavramıdır.

Bu kalıplar, yaratılışın tekliğinin, ışığın ve sesin değişebilirliği, algılanan karşıtların birleşmesi ya da kaynaşmasının bir ifadesi olmasının ötesinde; bu, devam eden bir diyalog ya da Yağmur Ormanı’nın ruhani dünyasıyla ve güçleriyle bir paylaşımdır. Shipibo’nun görsel sanatı bu paradigmayı fiziksel bir şekle sokuyor. Etnolog Angelika Gebhart-Sayer buna ” Görsel Müzik ” diyor.

Shipibo sanatında tüm tekstil boyama, nakış ve esnaf zanaatları kadınlar tarafından gerçekleştirilir. Genç yaştan itibaren Shipibo kadınları , anneleri ve büyükannelerinden öğrendikleri bu sanatı uygulamaya başlarlar. Teresa, Amazon Retreats’inde bizimle çalışan bir Shipiba “genç bir kızken, annem Piripiri’nin (Cyperus türü bir cins) çilek damlalarını gözlerimize sıkıştırdı ve böylece tasarımlar için vizyona sahip olacağımızı söylüyor. Bu sadece bir kez yapılır ve ömür boyu sürer “.

Karmaşık Shipibo tasarımlarının kaynağı, Yağmur ormanlarının ve orada yaşayan herkesin ruhu için de tarifsiz ve belirsiz olan dünyadan geliyor. Tasarımlar, Evrenin yaratıcısı Anaconda, Büyük Anne, Ronin Kene isimleri verilen Kozmik Yılan’ ın temsilidir. Shipibo için Ronin Kene’nin cildi ışık, renk, ses, hareket titreşimi yayıyor ve geçmiş, şimdiki zaman ve gelecekteki tüm olası desenlerin ve tasarımların düzenlemesi. Shipibo desenleri form, ışık ve sesin bu çok duyulu titreşimsel füzyonunun kanallar olduğu tasarımlardır. Her ne kadar kültürel paradigmamızda, tekstil veya seramiklerdeki geometrik desenlerin Shipibolara ait olduğu düşünülürse de desenler bu sınırların çok ötesine uzanmakta ve tüm dünyaya nüfuz etmektedir.

Batı zihninin yaşadığı zorluklardan biri, Shipibo tasarımları ve müzik arasındaki ilişkiyi kabul etmektir. Çünkü Shipibo bir şarkıyı “dinleyebilir” veya tasarımlara bakarak şarkı söyleyebilir ve bir şarkıyı veya müziği dinleyerek bir deseni boyayabilir. Bunun şaşırtıcı bir göstergesi olarak, iki Shipiba’nın Mahueta olarak bilinen büyük bir tören seramik potasını boyadığına tanık oldum. Tencere yaklaşık beş feet yüksekliğe sahipti ve yaklaşık üç ayaklık bir çapa sahipti, Shipiba’nın her biri diğerinin resim yaptığını göremedi, ancak ikisi de aynı şarkıyı çaldılar ve karmaşık geometrik desenlerin her iki tarafı bittiğinde aynıydı ve her iki tarafta mükemmel bir şekilde eşleşmişti.

Shipibo tasarımları geleneksel olarak doğal, boyanmamış pamukta (genellikle kendiliğinden yetişirler) veya maun kabuğunda boyanmış pamukta (genellikle üç veya dört kez) gerçekleştirilir ve bu da belirgin kahverengi renk verir. Havaya maruz bırakıldıklarında mavi-kahverengi-siyah bir boya dönüşen ezilmiş Huito (Genipa americana) meyve suyu ile sivri bir parça chonta (bambu) veya demir bir çivi ile boyarlar.

Tasarımların her biri eşsiz hatta çok küçük parçalardır ve ticari olarak veya seri olarak üretilemezler. Lima’da devlet tarafından finanse edilen bir topluluk projesi kuran bir kadınla görüştüm. Bu projeyle diğer konularda Shipibo’nun esnaf eserlerini ve resimlerini satması için bir kolektif kuruldu. Kolektifin kurucusu kadın, aynı tasarımları üreten büyük bir ABD şirketinin (Pier 1 Imports) yirmi bin tekstil ile sipariş ettiği bu tasarımların Shipiboların yaptığı özel düzenlemeleri hiçbir zaman yerine getirilemeyeceğini ve Shipibo’nun özdeş tasarımlarının çoğaltılma kavramını anlayamadığını söylüyor.

Shipibolar, sağlık durumumuzun (fiziksel ve psikolojik dahil) zihin, ruh ve beden arasındaki dengeli birleşmeye bağlı olduğuna inanıyor. Eğer bir kişide kıskançlık, nefret, öfke gibi duygular meydana geldiğinde bu durum o kişinin sağlığı üzerinde olumsuz bir etki yaratacaktır. Şaman, insanın bedenine armoninin geometrik örüntüleri olan ve sesten oluşan icaros şarkılarını söyleyerek dengeyi yeniden kuracaktır.
Şaman, görsel kodu akustik bir koda dönüştürür.

Bu büyülü diyalogda yaratılışa nüfuz eden ve Shipibo tasarımlarına gömülü olan enerji ile kilit olan unsur, Shipibo şamanları veya muraya tarafından ayahuasca ile yapılan çalışmadır. Derin Ayahuasca transında , Ayahuasca şamanın enerjisinin parlak geometrik modellerini açığa çıkarır. Bu filamanlar şamanın ağzına doğru sürüklenir, burada bir zikir ya da icaroya dönüşür. İcaro, yaratılış kalıpları için bir kanaldır, bu da şamanın hastasının vücudunu yeniden dengeleyen geometrik desenler biçiminde bir uyum getirir.

Shipibo Şamanları, ikarosları seslendirdiklerinde vokal yelpazesi şaşırtıcıdır, en yüksek falsettodan bir an için bir yığın kazık sürücüsüne benzeyen bir sese ve daha sonra yumuşak ve yatıştırıcı bir melodik ninniye kadar uzanabilir. Bu konudaki deneyimimden kişisel olarak yaşadığım , vücudumdaki her hücrenin yüzüp kuşatan bir vibrasyonla kuşatılmış olduğunu, etrafımdaki havanın bile şamanın icaroslarıyla akustik rezonans ile titreştiğini hissettim. Şaman, geometrik desen tasarımlarının hastanın bedeninde açıkça farklı olması nedeniyle iyileşmenin ne zaman tamamlandığını bilir. Bunu tamamlamak için birkaç seans daha yapar ve tamamlandığında geometrik iyileştirme tasarımları hastanın vücuduna gömülür, buna ARKANA deniyor. Bu iç desenlerin kalıcı olduğu ve bir kişinin ruhunu koruduğu kabul edilir.

Marburg Üniversitesi Etnoloji Profesörü Angelika Gebhart-Sayer ” Aslında, Shipibo-Conibo terapisi, aura restorasyonuyla ilgili vizyoner bir tasarım uygulaması meselesidir. Şaman, vizyoner bir tasarım uygulayarak hastasını iyileştirir, her kişi manevi olarak nüfuz ettiğini ve desenlerle doyurulduğunu hisseder. Şaman, hastasının bedenini doyurduğu ve hastaya ait bedensel, psikolojik ve ruhsal enerjileri çözdüğüne ve bedenin bedensel, psişik ve ruhsal sistemlerine uyum sağladığına inanılan şarkı tasarımının uygulanmasıyla hastasını iyileştirir. Tasarımlar kalıcıdır ve bir kişinin ruhuyla birlikte ölümünden sonra bile kalır. ”

Batılıların, dilbilimsel yapılarımızdan ve psikolojik modellerden çok uzakta geliştirilen Shipibo’nun dünya görüşüne girmesi ve onunla ilgilenmesi kolay olmasa da, bu geometrik modellere gömülmüş bir sofistike ve karmaşık bir sembolik dil vardır. Shipibo tasarımlarında ana figürler kare, eşkenar dörtgen, sekizgen ve haç şeklindedir. Merkezden çıkan desenlerin simetrisi (dünyamız), dış dünyayı ve iç dünyayı temsil eden kozmosun bir haritasıdır.

Çapraz, gece gökyüzüne hakim olan ve kozmosu dört kadrana bölen Güney Haç takımyıldızını temsil eder; haçın kollarının kesişimi evrenin merkezidir ve kozmik haç haline gelir. Kozmik haç, bir insanın ebedi ruhunu ve erkeksi ve dişil prensiplerin birleşimini, yalnızca evrenin değil aynı zamanda insanlığın ve bireysel benliğimizin de büyük bir üretkenlik eylemini hatırlatan yaşam döngüsü ve ölüm döngüsünü temsil eder.

Geometrik formlardaki daha küçük akan modeller, bu şekilde dönen Kozmik Yılan’ın yayılan enerjisinin gücüdür ve evreni hareket ettirirken sürekli olarak yaratmasıdır. Çemberler genellikle Kozmik Anaconda’nın doğrudan bir temsilidir ve çemberin kendisi de yaratmanın merkezi noktasıdır.

Batılı geleneğinde, Pisagor ve Platon’dan Rönesans ‘ a kadar uzanan bir dönem, müzik, bedeni iyileştirmek ve ruhu yükseltmek için kullanıldı. Ayrıca dünyevi müziğin , evrensel ” kürelerin uyumu “nun bir yansımasından başka bir şey olmadığı düşünülüyordu. Evrenin armonisi görüşü hem sanatçılar hem de bilim insanları tarafından Newton’un mekanik evren teorisine kadar tutuldu.

Mitolojinin en önde gelen bilim adamı Joseph Campbell, insan kollektif bilinç dışının her zaman birlikte olduğu bir harmonik titreşim evreni olduğunu önermektedir. Varlığımız, kozmosun antik ritimlerini yendi. Shipibolar ve diğer yerli halkların geleneksel yolları, hala ilkel ritmi yansıtmakta ve fiziksel olarak evrensel güçlere dair algıları  gerçekten sonsuza doğru bir birlikteliktir.

Kaynaklar ve çeviri : The Magical Art of the Shipibo People of the Upper Amazon / http://www.ayahuasca.com/psyche/shamanism/communion-with-the-infinite-the-visual-music-of-the-shipibo-tribe-of-the-amazon/
Article Source: Communion With The Infinite – The Visual Music of the Shipibo tribe of the Amazon

  AYAHUASCA MADRE İLE İLK KARŞILAŞMAM

Leonardo, ikinci seramoniden birkaç gün önce Ayahuasca’ yı pişirmeye başlamıştı, ispanyolca konuşmadığı için de pek ortalıklarda görünmüyordu.

Genelde kızı Luciana ‘ nın şunu yiyin bunu yemeyin gibi her gün değişen sözleriyle seramoniyi bekliyorduk.

Seramoni günü geldi, geceye hazırlandık, bu sefer üç kişiydik. Bir italyan, bir fransız bir de ben..

Leonardo geldi, seramoniyi hazırlamaya başladı, o sırada Luciana kulağını tutarak geldi. Çok hastayım kulağım ağrıyor dedi ve yere uzandı. Arkadaşlarla birbirimize baktık , bu hareket seramoni öncesi hiç iyi olmamıştı. Çünkü seramoni sırasında tuvalete gitmek istediğinizde yardıma ihtiyacınız olabilir ya da üşüme veya terleme durumunda kaldığınızda eşyalara ihtiyacınız olabilir, bu yüzden genelde şamanların yardımcıları vardır.

Seramoni başlarken Leonardo, kutsal iksirin olduğu şişeyi açtı ve fısır fısır birşeyler söyledi, ıslık çaldı. Bu ayahuasca şamanlarının, ayahuascayı çağırma yöntemleridir ve her şamanın farklı fısıltıları, ıslıkları, bazılarının belirgin şarkıları vardır. Küçük kaplardaki Madre Ayahuasca’ yı sırayla yudumladık.

Arkadaşım sırt üstü yatarsam daha iyi yolculuk yapacağımı söylemişti ama bu da yanlışmış, bunu da sonra öğrendim. Seramoni sırasında meditasyon pozisyonunda oturmak, mümkün olduğunca uyanık kalmaya çalışmak arınma sürecini ve görsel yolculuğu kolaylaştırıyor.

Aradan uzun bir zaman geçmesine rağmen ben de hala hiçbir etki olmamıştı, gayet ayık bir şekilde seramoniyi izliyordum. Luciana bana ” Yine mi hiçbir şey hissetmiyorsun ? ” diye sordu. ” Hayır. “. Küçük kaba Ayahuasca’ yı koydu, biraz kızgın bir tavırla ” Al o zaman bunu da iç. ” dedi. Gözleri kapalı halde bir şeyler mırıldanan Leonardo birden gözlerini açtı, hayır der gibi müdahale edecekti ki ben küçük kabı içivermiştim.

Tekrar sırt üstü uzandım, uykum gelmeye başlamıştı. Gözlerim kapalı yaşlı Leonardo’ nun mırıltılı şarkılarını dinlerken aniden kulağım vııın diye bir sesle açıldı. Derken gözümün önünde sanki milyonlarca mikro geometrik şekiller oluşmaya başladı. Rengarenk desenler birbirinin içinden geçiyordu, içimi öyle bir mutluluk kaplamıştı ki bu duyguyu tarif etmem olanaksız…Yatar pozisyondan oturma pozisyonuna zar zor geçtim, bedenime hakim olmam çok zorlaşmıştı çünkü inanılmaz hafiflemiştim.

Oturduğumda Leonardo’ ya baktım, arkada görünen ağaçlı avluya baktım, her şey bir suluboya tablosu gibiydi. İçimdeki mutluluk gittikçe yükseliyordu, bambaşka bir boyuta geçmiştim. Derken midemden ve bağırsaklarımdan tuhaf sesler gelmeye başladı, içimde bir şeyler fokurduyordu. Ayağa kalkıp içimi temizlemeye gitmem gerektiğini algıladım, yardım etmesi için Luciana’ ya baktım. Yoktu..gitmişti ! Yanımdaki arkadaşıma lütfen elimi tut dedim, kalkamıyorum. Kalktım, tutmayan bacaklarımla zar zor bahçeye gittim ve vücudumdaki her şeyi boşalttım. Gerçektan inanılmaz rahatlamıştım.

Bu durum ne kadar sürdü hatırlamıyorum ama zaten bedene dönmüştüm. Olağanüstü mutluluk boyutu bitmiş olsa da hala mutluluk içinde yıldızları seyrediyordum. Tekrar yerime döndüm ve çok sakinleşmiş bir şekilde oturarak seramoninin kapanmasını bekledim. Huzura ermiştim, sakindim ve güneş doğduktan sonra da uzun süre uyuyamadım.

İçimde öyle yüksek bir enerji vardı ki biraz uyuyabildim. Kalktığımda seramoniyi terk etmesinden hiç hoşlanmadığım Luciana ile konuşmaya gittim. Ailece bir yere gitmişlerdi , evde yoktular. İşte o zaman orayı terk etmeye karar verdim. Leonardo’ ya gittim, teşekkür ettim. Arkadaşlarımla vedalaştım, seramoni sonrası yola çıkmamalısın deselerde enerjim öyle yüksekti ki çantamı çoktan yapmıştım.

Amazonların daha derinlerine doğru gitmeye karar vermiştim, İkaros şarkılarını öğrenmek istiyordum. Pucallpa’ yı ve Ayahuasca’ nın büyülü dünyasının ilk görsellerini geride bırakıp yepyeni bir boyuta doğru yola koyuldum.

Pucallpa / Peru. 2016    Öz’ lem

Yazarın notu : Yol boyunca cep telefonum ile yaptığım videolar ve kayıtları vakit buldukça hostel odalarında düzenlemeye devam ediyordum… İyi olup olmadıklarını hiç umursamıyordum, ses kayıtlarını telefonum ile yaptım ve düzeltmedim, bunu bana Ayahuasca Madre öğretti.. An’ da yaşanılan her şey özeldir ve güzeldir..