Titikaka Gölü / Uros ve Taquile Adaları

                            UROS ADASI

Isla del Sol’ den ayrıldıktan sonra tekneyle tekrar Copacapana’ ya döndüm, o gün sınırda otobüs geçişleriyle ilgili bir problem vardı o yüzden bir gece beklemek zorunda kaldım.

Sabah sınırdaki problem hallolmuştu ve Puno’ ya giden otobüse bindim. Titikaka gölünün kenarına kurulmuş pek çok yerleşim yerinden geçtikten sonra Puno’ ya ulaştık. Puno, Peru’ daki büyük şehirlerden biri, bizim güney şehirleri tarzında diyebilirim. Öğleden sonra vaktimi değerlendirmek için hostel bulmak yerine önce limana doğru yöneldim ve Uros Adası’ na giden teknelerle konuştum. Artık gezgin yöntemlerini öğrenmiştim ve turist acentalarına fazla para kaptırmadan, kalabalık gruplarla dolaşmak zorunda kalmayacağım yolculukları tercih ediyordum. Kısa sürede Uros’ a doğru hareket eden bir tekne buldum ve yüzen sazlık adalara doğru yola çıktık.

Sazlıklarla kaplı gölün üzerinde ilerlerken Puno şehrinin yüksek binalarla kaplı görüntüsü de geride kalıyordu. Yaklaşık bir saat sonra Uros adalarının yüzen sazlık evleri görünmeye başladı.

Uros Island / Peru

Uros halkı, Peru ve Bolivya ‘ da yaşayan yerli halklardan biri, Uroslular, yüzen adacıkları savaşçı İnkalardan korunmak amacı ile yöreye özgü Totora adlı bir bitkinin kargılarını çapraz olarak bir araya getirerek oluşturmuşlar.

Uros halkı, kendilerini göl ve suyun sahipleri olarak görüyorlardı ve tarihsel olarak da kendilerini Lupihaques ( Sons of the Sun ), Güneş’ in Oğulları olarak adlandırdılar. Efsaneye göre de Uros halkının siyah kana sahip oldukları ve bu yüzden soğukta hiç üşümedikleri söylenir.

Günümüzde artık Uru dili konuşulmuyor çünkü yaklaşık 500 sene önce orjinal dillerini kaybetmişler. Bunun sebebi İnkaların istilasından sonra halkın çoğu köle olarak kullanılmış ve Anakara’ da yaşayan Aymara halkı ile ticaret yapmışlar , onlarla evlenmişler ve zamanla Uru dilini terk ederek Aymara dilini konuşmaya başlamışlar. Artık Uru dilini konuşmasalar da geleneklerini korumaya devam ediyorlar.

Yüzen adalara doğru yaklaşırken sanki bir film setine giriyorduk, sazlıklardan yapılmış evlerden çıkan insanlar bize el sallıyor, hoşgeldin diyordu çünkü Uros halkının en önemli geçim kaynağı adaları ziyaret eden turistler, bu yüzden çok iyi organize olmuşlar.

Uros Island / Peru

İlk adaya yaklaştığımızda geleneksel kıyafetleriyle, başlarında şapkaları ve koca etekleriyle yerli kadınlar tekneyi karşıladı.

Adanın en büyük geçim kaynağı olan turizm, kadınların hakimiyeti altında.

Tekneden indiğimde sağa sola sallanan, yüzen sazlıkların üzerinde yürümek tuhaf geldi. Yerli kadınlar , tekneden inenlere adanın ve Uros halkının yaşayış biçimini anlattıyorlar sonra da birbirinden değerli el sanatlarının yapıldığı atölyelerini gösteriyorlar.

El işleri efsanelerden alınmış hikayeler, Tanrı ve Tanrıçaların figürleri ile süslenmiş.

Sazlık evlerden oluşan adacıklar tıpkı şirinlerin evleri gibi zaten genel olarak Peru halkı çok küçük insanlardan oluşuyor. Hayatımda ilk defa omuzuma gelen insanlarla Güney Amerika’ da karşılaştım ki ben de küçük bir kadınım. Güney Amerika’ da bütün turistlere ” Gringo ” diyorlar, önce sadece Amerikalı ve Avrupalı turistlere dediklerini zannedip ” Ben Gringo deyilim, Türküm ” gibi çıkışlar yapsamda daha sonra bu duruma alıştım. Yüzyıllardır beyaz insanlar , yerli halkların topraklarını istila etmiş ve milyonlarca yerliyi katletmişti bu yüzden yerli halklar hala Gringo’ lar ile yakın ilişkiye girmeye pek yanaşmıyorlar.

Uros Adası / Peru

Yüzen adacıkları, gölde büyüyen Totora kamışlarından yapıyorlar. Bitkilerin geliştiği ve içiçe geçtiği yoğun kökler , adaları destekleyen Khili denilen (yaklaşık bir ila iki metre kalınlıkta) doğal bir tabaka oluşturuyor.

Adaların altındaki sazlıklar oldukça hızlı bir şekilde çöktüğü için yeni sazlar her üç ayda bir sürekli üste ekleniyor. Büyük adalar yaklaşık on aileye ev sahipliği yaparken küçük adacıklar sadece otuz metre genişliğinde, iki ya da üç aileye ev sahipliği yapıyor. Sazlıklar kuruduktan sonra ve üzerinde yürüdükçe giderek parçalanıyor, bu yüzden adalılar evlerini sürekli yeniliyorlar.

                                   TAQUİLE ADASI

Taquile Island / Peru

 

Puno’ dan Taquile’ ye varmak yaklaşık iki saati buluyor. Adanın yüksekliği 3000 m buluyor , beş kilometrekare yüzölçümüne sahip ve en önemli geçim kaynağı turizm. Tekne kıyıya yaklaştığında adanın simgesi olan el işleriyle kaplı kıyafetleriyle erkekler karşılıyor, bu adanın özelliği erkeklerin örgü örüyor olması. Adada Quechua dili konuşuluyor.

Adanın merkezine ulaşmak için yüzlerce basamak çıkılıyor, bu sırada ellerinde el işleriyle, para toplamak için evlerinden çıkan yaşlı amcalar ve teyzeler beliriyor.

Taquile Adası / Peru

Erkekler sekiz yaşındayken örgü örmeye başlıyorlarmış, bu gelenek dededen babaya sonra da çocuklara geçiyor ve bununla gurur duyuyorlar. Kadınlar ise daha çok yün eğirme ve dokuma tezgahlarında çalışıyorlar.

Adanın meydanına ulaştığımızda ortalıkta koşturan çocuklar ve her köşeden ellerinde yünleriyle çıkan ada sakinlerinin tek derdi var, adaya gelen turistlerden para alabilmek.

Turizme uyum sağlamaya çalışan yerlileri bu şekilde görmek üzücü doğrusu. Meydanda büyük bir el işi sergi alanı var, birbirinden kıymetli ve güzel el işleri sergileniyor ve satışlar ada sakinlerine katkıda bulunuyor.

Ada da elektirik yok, güneş panelleri kullanılıyor.

Taquile’nin bir başka özelliği ise, toplumda yazılı olan kuralların değil de olmayan kadim kuralların geçerli olması.

Taquile Island / Peru

Bireyciliğin tam tersi diyebileceğimiz Kolektivizm sosyal görüşüne dayalı bir yaşam süren Taquileliler, İnkaların ahlak anlayışını anlatan ama sua, ama llulla, ama qhilla yani çalma, yalan söyleme, tembellik etme kuralına uygun bir şekilde yaşamlarını sürdürüyorlar.

Taquile Adası / Peru
Taquile Island / Peru