ARMONİK ŞARKICILIĞI

Ses’ imiz… Harmoniklerin kanadına tutunup kim bilir bizi hangi bilinmez ve keşfedilmeyi bekleyen bilinç boyutlarına taşıyacak ?

Sesiniz ve harmonikleri ile öz benliğe uzanan dönüş yolunun melodilerini keşfettiğinizde evren, doğa, kozmos, matematik, müzik ve yaşamın kendisiyle buluşursunuz. Sesimizin, ego zihnin yapısını dönüştüren en etkili titreşim olduğunu deneyimlediğinizde asla eskisi gibi olamazsınız çünkü harmonikler sizi bambaşka bir aleme götürecek. Kozmos ile yeryüzünün birleştiği merkeze!

Moğol şarkıcılarını ilk duyduğumda hipnotize olmuş ve uzun süre neredeyse nefessiz kalarak dinlemiştim. İngiltere’ de bir koro festivalindeydik, onaltı yaşlarımın heyecanıyla uluslararası festivaldeki farklı ülkelerin seslerini dinler iken yemyeşil koca alana kurulmuş çadırları geziyordum. Orta Asya çadırının önünde iki erkek şarkıcı aynı anda gırtlaklarından iki hatta üç ses çıkarıyordu ve dinleyiciler etraflarında kalabalık geniş bir çember oluşturmuştu. İlk kez  işittiğim bu seslere kendini kaptırmış zihnim bambaşka alemlere insan sesinin armonikleriyle uçtu gitti. Şarkıcılar parçayı bitirdiğinde yeniden festival boyutuna konuvermiştim. Nasıl insan aynı anda iki ses çıkarabilir?

Sorduğum soruyu yılların akmasıyla unutuvermiştim ta ki kutsal sesin peşine düşene kadar. Titreşimler dünyasını keşfetmeye başladığımda kadim bilgiler ve kutsal geometrinin kapıları da aralandı. Gırtlak şarkıcılığı bu kez karşıma harmonik şarkıcılığı olarak belirdi başka bir biçimde. Neredeyse onbeş yıl geçmişti ve yine ( tesadüfen :))) İngiltere’deydim, ses terapisiyle ilgili ilk kez bir eğitime katıldım. Jill Purce, uzun yıllardır ses şifası üzerine araştırmalar yapan veren önemli bir eğitmendi. Çember kurduk ve gözlerimiz kapalı seslerimizin keşfine başladık.

Bir ses duyuyordum, flüt veya ıslık sesine benzeyen, başka bir alemden geliyor sanki meleklere aitmiş gibi. Gözlerimi açtım önce flüt çalan birini aradım, yok, Jill Purce bu sesleri oluşturuyordu, araladığım gözlerimle meditasyon bitene kadar onu gözetledim ve çember çalışması bittiğinde yanına koştum. “ Bu sesler nedir? Flüt sesini nasıl yapıyorsunuz? “

Harmonikler, gerçekte kim olduğumun derdine düşüp ego zihnimin karmaşasına şifa müziği ile çare arar iken gökkuşağı renkleriyle bana göz kırpmıştı ;

“ Yeniden Hoşgeldin “

HARMONİK ŞARKICILIĞININ KÖKENİ

Harmonik ya da gırtlak şarkıcılığı bir şarkıcının sesiyle aynı anda iki veya daha fazla ( bazı şarkıcıların aynı anda 4 ses çıkarabildiği biliniyor ) ses çıkarmasını sağlayan ve geçmişi çok eski zamanlara dayanan bir tekniktir.  Her ne kadar bu tekniğin ilk kökenleri gizemini saklıyor olsa da son araştırmalarda gırtlak şarkıcılığının dünyanın farklı bölgelerinde uygulandığı bulundu.

Güney Sibirya , Orta Asya , Tibet ve Güney Afrika’ da geliştirilen gırtlak şarkıcılığı manevi ve kültürel bir sanat haline geldi. Eski Mısır ve Maya Uygarlığı zamanında da armonik şarkıcılığının olduğu hatta bu tekniğin kökenlerinin Atlantis Uygarlığına kadar uzandığı teorilere dayanıyor ama insanın var olduğu yerde armoniklerin olmaması garip ya da daha gizemli değil mi?

Kabalistik törenlerde, mistik okullarda ve Sufi uygulamalarında da harmonik ya da gırtlak şarkıcılığının kullanıldığı biliniyor. Gırtlak şarkıcılığı Batı’ ya ulaştığında bu teknik Overtone Singing ( Harmonik Şarkıcılığı ) ismini almıştır.

Gırtlak şarkıcılığı, Güney Sibirya ve batı Moğolistan’ın Altay ve Sayan dağlarının yerli Türk – Moğol kabileleri arasında ortaya çıkmıştır.  Orta Asya ve Doğu Asya arasındaki yuvarlanan bozkırların ve karlı dağların kesişme noktasında yer alan ve üç jeopolitik sistemin bazı bölümlerini kapsayan İç Asya’nın daha geniş kültürel alanının bir parçasıdır: Moğolistan, Rusya (Khakassia, Tyva Cumhuriyeti [  Tuva], Altay [Altay] ve Buryatia) ve Çin (İç Moğolistan ve Tibet’in özerk bölgeleri).

Bölgede hem doğa hem de doğaüstü dünyalarla iletişim kurmak için boğaz şarkıcılığını farklı teknik ve geleneksel şarkılarla zenginleştirmiş pek çok yerli halk yaşar. Batı Moğolistan Altay’da boğaz şarkı söylemeye höömii (ayrıca khöömii veya xöömii) denir ve geleneksel olarak batı Khalkha, Bait ve Altay Uriangkhai halkları tarafından uygulanır.  Altay, Khakassia ve Tyva’daki yerli halklar ise kai, khai ve khöömei olarak isim verir.

Bir tür boğaz şarkıcılığı Tibetli Budist rahipler tarafından tapınak ve manevi  ritüellerde ve Kuzey Kanada ‘ da Eskimolar ( Inuit ) tarafından da kullanılır.  Bu uygulamaların hiçbiri Altay-Sayan geleneklerini karakterize eden harmoniklerin manipülasyonunu içermemektedir , uzun ve derin drone ( temel ses ) üzerinde bir dua ya da ayin gibidir.

Orta Asya’ da geleneksel olarak kadınların uzak tutulduğu ve genelde yapmaları hoş karşılanmayan gırtlak şarkıcılığının eski zamanlardan beri Güney- orta Afrika’daki Xhosa kadınları ve kızları arasında uygulandığı ise kolektif bilinç bilgisinin  ayrı kıtalara nasıl yayıldığına muhteşem bir örnek. Son yıllarda artık Orta Asya’ daki kadın şarkıcılar da bu yasaklayan geleneği kırmış ve kadın gırtlak şarkıcıları çoğalmaya başlamıştır.

Gırtlak şarkıcılığı, 20. yüzyılın ilk yarısının komünist rejimleri tarafından ritüel ve etnik olduğu gerekçesiyle Rusya ve Moğolistan’ da yasaklandı. Her iki ülkede de 1980’lerde yeniden ulusal bir sanat formu olarak geleneksel okullarda öğretilmeye, tiyatrolarda gösterilmeye ve yarışmalarla geliştirilmeye başlandı. Altay, Khakassia ve batı Moğolistan’da, bir kez daha boğaz şarkılarının gutural tonları epik anlatı performansı için bir araç olarak kullanıldı.

Boğaz şarkılarını farklı tekniklerle geliştiren ve en geniş haliyle kullanan şarkıcılar Tuva  gırtlak şarkıcılarıdır. Genel olarak kabul edilmiş üç Tyvan boğaz şarkı söyleme tarzı vardır ; khöömei , sygyt ve kargyraa. Titreşen harmonikleri ile Borbangnadyr ( yuvarlanma ) ve üzüntüye çarpan bir at binicisinin botlarını taklit eden ezenggiler ise diğer tekniklerden bazılarıdır. Kargyraa’nın alt tonları ile hayvanların seslerini taklit edilmiş ve genelde şamanların kullandığı söylenen sygyt tekniğiyle ruhlar alemiyle bağlantı kurmuşlardır.

Geçen sene Tuva ‘ ya yaptığım yolculuk ve Tuva Gırtlak Şarkıcılığı Khöömei Sempozyumu’na katılmış olmam geliştirdiğim harmonik şarkıcılığına bambaşka bir bilgi ve ruhsal anlayış kattı. Kökenlere dönünce tekniğim daha sağlamlaşmaya ve harmoniklerim güçlenmeye başladı. Orada özellikle bir kadın gırtlak şarkıcısı ile çalıştım. ( Ayrıntılı bilgiler için daha önceki yazılarımda Tuva Gırtlak Şarkıcılığı bölümlerine bakabilirsiniz )

Batı müziğinde gırtlak şarkıcılığı geleneği Doğu’ da olduğu kadar güçlü ve bilinir değildi, bu tekniğin gelişimi geçen yüzyılda başladı. Son yıllarda Polifonik armonik şarkıcığı ismini de almaya başlayan batı tekniği Tuva ya da Orta Asya şarkıcılarının uyguladığı teknikten farklı. Bu teknikte armonikleri oluşturan üst sesler dışında, ana ton da değiştirilerek daha geniş bir harmonik aralığı oluşturmak mümkün.

1983’ten itibaren harmonik şarkıcılığı aynı zamanda deneyimsel müzik alanının dışında da popüler hale geldi ve bu teknikle ilgili bilgiler büyüdü.  Şarkı söyleme grupları ve koroları mantraları söylemek veya tonlu şarkıları birlikte bu tekniği uygulamaya başladı ve sadece profesyonel müzisyenler tarafından değil seslerini keşfetmek isteyen kişiler de bu tekniği öğrenmeye başladı. Günümüzde harmonik şarkıcılığı birçok müzik türünde kullanılmaktadır.

Harmonikler , Batı’da ilk olarak yaklaşık 600 yıl önce Pisagor tarafından keşfedildi.  Ünlü Yunan filozofu ve matematikçisi aynı zamanda bir müzisyendi ve öğrencileriyle birlikte yıllarca ses ve titreşimleri araştırdılar ve bu bilgileri yaymak için büyük emekler verdiler. Pisagor, Monochord ve yaylı enstrümanlarla yaptığı  denemeler ile kulaklarımızın genelde algıladığı gibi tüm seslerin sadece bir tane değil birden fazla titreşim veya frekanstan oluştuğunu buldu. Bu sonsuz sesler armoniklerdi.

Tıpkı beyaz ışığın bir prizmadan kırıldığı zaman görünür hale gelen geniş bir renk yelpazesinden oluşması gibi ses de ana parçaların algılanabilmesi için kırılabilir.  Gökkuşağının insan gözünün beyaz ışık olarak gördüğü renklerden oluşması gibi, üst tonlar (harmonikler) sesin renkleridir.

Genellikle insanoğlunun işitme kapasitesine göre sınırlı olarak algılanan harmonikler aslında bütün titreşen enerjinin temelini oluşturur.  İnsan kulağının sesler arasındaki farkı algılıyor olması harmonikler sayesindedir.  Sonsuz ses spektrumunun belirli bölümlerindeki üst tonların zenginlikleri bir müzik aleti ile diğeri arasındaki farkı ikisinde olsa bile algılamamıza yardımcı oluyor.

Duyabileceğiniz en ilginç, büyülü ve mistik harmonikler  insan sesinin üst tonlarıdır.  Şarkıcı tek, uzun, ana bir ton çıkarır ve daha sonra çeşitli teknikler yoluyla tüm üst bedenini titreşimli bir rezonans odasına dönüştürür.  Kafatası, burun geçişleri, göğüs, karın ve diyaframın yanı sıra ağzın tüm kısımlarını kullanarak (dil, dudaklar, damak, yumuşak damak, glottis ve epiglot, yanak ve çene ) şarkıcı armonikleri oluşturmayı başlar.

Harmonikler Doğa ‘yı kapsar , Dünya’ daki  tüm yaşamın temel yapısını seslendirir. Atomlar, moleküller ve hücresel titreşimlerin her birinde harmoniklerden oluşan muhteşem bir matematik düzen vardır. Harmonikleri dinlerken veya kendimiz uygularken kendi atomik, moleküler ve hücresel yapımızı yansıtan  titreşimlerle uyum içinde rezonansa başlarız ve bu hipnotik ya da trans benzeri bir hal yaratır.

Harmonikler ile derin meditasyon seviyelerini ulaşabiliriz, stresi azaltır, çakraları dengeler ve temizler, hafiflik ve iyilik hissi yaratır.  Özellikle bu tekniği kendiniz uyguladığınızda beynin iki yarım küresini dengelemeye yardımcı olur çünkü mantıksal sol beyin armoniklerin  matematiksel kesin oranları nedeniyle ve yaratıcı doğaçlama müzikal ifadeyle birleşerek sağ beyin ile uyumlu hale gelmeye başlar, zihnin karmaşık sinyalleri azalır ve öz ya da kaynak ses ile bağlantı güçlenir.

Benim harmonik şarkıcılığını ilk denemelerimde yaşadığım en büyük zorluklardan biri mantıksal ya da teknik bölümlerde fazla oyalanmamdı. Çünkü çocukluğumdan itibaren Batı klasik müziği eğitimi aldım ve uzun yıllardır profesyonel opera sanatçısıyım. Bu tekniğe başladığımda ilk iki sene sesimi doğal, düz hale getirdim , yıllardır alıştığım yapay tekniğin mantıksal yapısından armonik şarkıcılığını meditasyonlarımda kullanarak aştım. Öz ya da doğal sesimle yeniden buluştuğumda ve kök sesleri güçlendirdiğimde harmoniklerim kısa sürede büyük bir gelişme gösterdi. Şu günlerde polyphonik şarkıcılığını deniyorum.

Harmonikleri sesinizle uygulayarak ( bunun için profesyonel bir müzik veya ses eğitimi gerekli değildir ) kozmos ve yeryüzü enerjisini sesiniz aracılığı ile beden, ruh ve zihin dengenizi güçlendirmede kullanabilirsiniz. Bir sonraki bölümde harmonik şarkıcılığı teknikleri ve beyin dalgaları, zihin ve bedene sağladığı faydalar ile ilgili bilgiler vereceğim.

Harmoniklerin, gizemli ve sonsuzluğun kapılarını açan titreşimlerine “Hoşgeldiniz! “

Öz’ Lem . Kasım 2019

💫Avrupa’ da harmonik şarkıcılığının tanınmasına önemli katkıda bulunan başarılı ve çok yaratıcı bir kadın şarkıcı olan Anna-Maria Hefele. Yaptığı videolar harmonik şarkıcılık tekniği hakkında temel yapıyı çok iyi açıklıyor.

💫Türkiye’ de  ilk kez gırtlak ve harmonik şarkıcılığını uygulayan ve sahne performanslarında seslendiren bir kadın şarkıcı olarak geçen sene bir müzik klibi hazırladım ; İda , Kazdağları için💚