MEKSİKA YUCATAN YARIMADASI VE MAYALAR / 1.bölüm

” Mayalar öteki dünyanın bize şarkı söylediğini söyler. Bizler onun şarkısıyız. Sesten yapılmışız ve ses bu dünyayla öteki dünya arasındaki süzgeçten geçerken kuş, çimen, masa şeklini alır , bunların hepsi sesten yapılmıştır. İnsanlar kendi sesiyle öteki dünyayı besleyebilir, oradakilerin büyümesini…

TUVA 3.bölüm / 13 Şaman Festivali, Yurt, Igil ve Hakasya Türkleri

” Karşımda uzanan kıvrım kıvrım dağların karlı zirvelerine doğru, gökyüzünde süzülen kartalların kanadına tutunup varmayı dilerdim. Sibirya… yaz olmasına rağmen hala geceleri çok soğuk oluyor. Festivalin yapılacağı alana yurtlar ve çadırlar kuruluyor, masmavi bir gölün yanıbaşındayız, etrafımız çam ormanları ile…

MAYA UYGARLIĞININ KALBİ ; GUATEMALA

” Henüz insanlar ve hayvanlar yoktu, kuşlar, balıklar, yengeçler, ağaçlar, taşlar da yoktu; ne mağaralar vardı ne de dağ geçitleri, ne bitkiler ne de ormanlar. Sadece gökyüzü vardı. Yeryüzünün çehresi görünmüyordu ve sadece sakin deniz tüm enginliğiyle gökyüzünün altında uzanıyordu….

PİSAGOR’ un TELLERİ

Pisagor (Pythagoras, M.Ö. 580 – M.Ö. 500 ), Ezoterizm’ de büyük inisiyelerden biri olarak kabul edilir. Sayıların babası Pisagor, Kürelerin müziği ya da Kürelerin armonisi fikrinin kurucusudur ve evrenin armoni gösteren sayılarla düzenlendiğini, müziğin matematiksel oranlara indirgenebileceğini kanıtlamış, diatonik skalayı…

Tanrıça’ nın Rahmi Tomurcuk Açarken

” Başlangıçta yalnızca Adite denilen Sonsuz Varlık vardı.”                Manava Dharma Sastra, 2.kitap, 74.sloka ” Görülebilen evren başlangıçta karanlıktan ibaretti.” 1.kitap, 10. sloka ” İlahi yayılımların atmosferdeki parçacıklara çarpması onlara hayatiyet kazandırdı. Maddenin hareketini…

ÜÇLEME’ DEN MER – KA – BA

                 KİM KİME ? DUM DUMA Der demez çift başlı dev yılan, “Ben, Sen’ im ” diye, kıvrım kıvrım yükselmiş Ulu Ağacın dev gövdesinde. Hışır hışır yukarı doğru tırmanırken ağacın dalları açılmış tıpkı…

Sarmal’da Dönen Havva ile Adem

Havva ile Adem, düşmüşler bir an Şeytan’ın tongasına, yasak elmayı yedikleri gibi cennetten kovuluvermişler.Düşmüşler birden sarmal-kozmik bir tünelin içine sesler olmuşlar melodilere bürünmüşler, şekiller olmuş renklere dönüşmüşler.Dönerek aşağı düşerlerken unutmuşlar giderek cennette geçirdikleri ahenkli günleri, belekleri silinmiş zihinlerinden.Tüylerinin yerini almaya…